
Belki de hepinizin bildiği bu özel kadın 19. Yüzyılda bilim dünyasındaki erkek egemen yapıyı kıran kişidir. Paris’te okuyabilmek için bakıcılık yaparak parasını biriktirmiş ve okulunu birincilikle bitirmişti. Hayatını fizik ve kimyaya adayan bu kadın Radyoaktivite üzerine yaptığı çalışmalarla iki farklı alanda Nobel Ödülü kazandı. Uranyumla yaptığı deneyler sonucu radyoaktiviteyi keşfetti.
Radyumdan çıkan ışınların bazı tümörleri iyi ettiği ortaya çıkınca, kanser tedavisinde, soyadından ilham alınarak curieterapi (kemoterapi) olarak bilinen tedavi dönemi açıldı.
Ve bu başarılarıyla Nobel Ödülü’nü alan ilk kadın, bu ödülü iki kere alan ilk
bilim insanı olmuştur. Aldığı daha birçok ödülü saymaya belki parmaklarımız yetmezdi fakat bu özel kadının bedeni yaptığı araştırmalarında maruz kaldığı aşırı radyasyona dayanamadı ve 1934’te hayata gözlerini yumdu. Yaşamın ona getirdiği bütün zorlukların üstesinden gelerek bilim ve teknoloji alanlarına ismini kazıdı. Biz kadınlar istediğimiz zaman her şeyi yapabiliriz. Belki gözler hep bizim üzerimizde olsa bile biz istersek başarabiliriz. Bazılarımız doğarken şanslı olurlar onları destekleyen insanlar içinde büyürler bazılarımız ise daha teknolojinin internetin ulaşamadığı coğrafyalarda bulunurlar ama biz el ele verirsek ulaşamadığımız hiçbir coğrafi konum kalamaz. Elimize matkapta yakışır ütü de üstümüze önlüklerde yakışır çiçekli elbiselerde. Bilim ve Teknolojinin ihtiyacı cesur kadınlardır. ‘Unutmayın ki başarmak için inanmak gerekiyor.’